BAKIŞ

Yasadigmiz dunya bilimsel verilere gore 4.6 milyar yil yasinda.Dunyanın varolması ve gelişimine dair duşunce tarihinin oluşumunda baslayan ve gunumuz de dahi hala mucadelesini surduren felsefede iki ana akımının, idealizm ve materyalizmin savasina tanık oluyoruz. Gecen bu kadar yil icerisinde cok genel olarak geriye baktıgımızda dunyayayı en cok degistıren canlının insan oldugunu goruyoruz.
    Oyleyse insan faktorü üzerinde duralım.insanın dusunce tarihinin olusumunda ortaya cıkan iki ana akım idalizm ve materyalizm dunyayı yorumlarken, herseyin birden ustun bir guç tarafından(Tanrı, Allah)yaratıldıgını (İDALİZM) iddia ederken, bir digeri ise herseyin  neden sonuc iliskisiyle birbirine donuserek, degişerek ve gelişerek varoldugunu (MATERYALİZM) iddia etmektedir.Bu iki ana akım tarihsel surec icerisinde gelişmiş ve ceşitli kollara ayrılarak gunumuze kadar gelmistir.İnsanligın bu surecine  genel olarak baktıgımızda, insan olmanın nuvelerının olusmaya baslamasıyla topluluklar olarak yasamayı (ilkel komunal toplumlar) tercıh ettigimiz gorulur.Hemen akabinde insanın insana hukmetdigi koleci toplumlar olusmaya baslamıstır.Ve daha ilginci bu benim, su senin kavgasının basladıgını goruyoruz.Evet özel mulkiyet, en katı ve en  acımasız haliyle. İnsan iradesinin ve ozgurlugunun olmadıgı bu surec kısa sure sonra yerini, kısmen insan irade ve ozgurlugunun oldugu yasamın esas olarak tarıma ve topraga dayalı oldugu feodal donemi goruyoruz.Fakat sanayilesmeyle beraber
insan ihtiyaclarının ve isteklerinin artması, bilimin gelişmesiyle yerini bir sanayi toplumu olan kapitalizme bıraktıgını goruyoruz.
    Kapitalizm ve onun ileri ucu emperyalizmİn gunumuzde  basta ABD olmak uzere Avrupa da,Japonya ve Rusya gibi ulkelerde somut olarak yasandıgını bılıyoruz.Diger yandan feodalizminde hem yonetim biçimi olarak hemde sosyal yasam bicimi olarak yasandıgınıda biliyoruz.(Afrika ulkelerinin asagı yukarı tamamında, dogu asya ulkelerinin bircogunda v.b.)
    Butun bunlar aynı zamanda insanları sınıfsal ayrımlara tasımıstır. Feodalizmde; kendine ait topragı olmayan, baskasına calısan dolayısıyla urettıgi  urune sahip olamayan koylu sınıfı, kapitalizmde ise; uretim araclarından yoksun olan emegine karsılık gelen artı-degere sahip olamayan işci sınıfı.Her iki sınıfda ozelliklede işci sınıfı sınıfsal, toplumsal ve yasamsal cıkarlarından kaynaklı gelismeye en acık olan,en adil olan,varolanı paylasmaya en yatkın olan ve sanayi toplumunda sayıca en fazla olanıdır.
    Ve yine sanayi toplumunda somuruye, baskıya, anti-demokratik uygulamalara en fazla maruz kalan işci sınıfı, yedegine koylu sınıfınıda alarak, karsındaki egemen sınıf burjuvaziye karsı somururusuz, demokratik ve ozgur bir dunya yaratmanın mucadelesını verıyor.
     Bu mucadelede tavrımız tabiki demokrasiden, somurusuz, adil paylasimcı ve ozgur bır dunyadan yana olacaktır.Sitemiz bu mucadeledede bir mevzi olabilmenin mutevazi bir cabasını verecektır/ vermelidir.Bu kosedeki yazıların ana teması; olaylara, gundeme,sosyal sorunlara işci sınıfının bakıs acısıyla, gozuyle, sınıfsal cıkarlarıyla bakmak ve yorumlamak olacaktır.

Somurusuz gunler dilegiyle...

Muammer...
EYLÜL ZAMANI ÖZGÜR PAYLAŞIM PLATFORUMU...